İstanbul'u seviyoruz. İstanbul için çalışıyoruz.

İstanbul’un Sırlı Yeraltı Sarnıçları

İstanbul’un büyüsü yalnızca ihtişamlı camilerinde, saraylarında ya da boğazın serin rüzgârında gizli değil. Şehrin altında, gözlerden uzak sessiz bir dünya var: yeraltı sarnıçları. Binlerce yıl öncesinden kalma bu etkileyici yapılar, hem mühendislik harikası hem de gizemli atmosferleriyle keşfetmeye değer. Bu yazıda, İstanbul’un en ünlü ve az bilinen sarnıçlarını keşfedecek, tarihleri ve anlatılan efsanelerle şehrin altındaki “sessiz tanıklara” bir yolculuk yapacağız.

Sarnıç Nedir? Sarnıçlar, yağmur suyunu ya da dışarıdan getirilen suyu depolamak için inşa edilen büyük yeraltı su hazneleridir. Özellikle Bizans döneminde, kuşatma gibi olağanüstü durumlarda halkın susuz kalmaması için İstanbul’un altına yüzlerce sarnıç yapılmıştır. En Ünlü 3 Yeraltı Sarnıcı 1. Yerebatan Sarnıcı (Bazilika Sarnıcı) Sultanahmet Yapım Yılı: 532, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından Özelliği: 336 sütun üzerine inşa edilmiş, 9.800 m² alanı kaplar. En Bilinen Detayı: Medusa başı heykelleri Efsane: Medusa başlarının biri ters, diğeri yan yerleştirilmiştir. Bu durumun kötülükleri engellemek için olduğu söylenir. Günümüzde ışık, müzik ve sergilerle ziyaretçilere etkileyici bir deneyim sunar. Mutlaka görülmeli. 2. Binbirdirek Sarnıcı (Philoxenos Sarnıcı) Sultanahmet’in arka sokaklarında, sessiz bir noktada Yapım Yılı: 4. yüzyıl Sütun Sayısı: 224 (eski kayıtlarda "1001" denmesi bu yüzden) Atmosferi: Yerebatan kadar görkemli olmasa da daha sakin ve tarihi dokusu hissedilir. Kullanım: Osmanlı döneminde depo ve atölye olarak da kullanılmış. Burada tarih sanki daha dokunulabilir hâlde. 3. Theodosius Sarnıcı (Şerefiye Sarnıcı) Çemberlitaş – Piyer Loti Caddesi üzerinde Yapım Yılı: 428, İmparator II. Theodosius Özelliği: Restore edilip dijital sergi alanına dönüştürülmüş durumda Ziyaret Deneyimi: Işık ve ses gösterileriyle sanatsal bir atmosfer yaratılıyor. Bu sarnıç, İstanbul’un geçmişini modern sanatla birleştiriyor. Daha Az Bilinen (Ama Büyüleyici) Sarnıçlar Aetius Sarnıcı (Vefa Stadyumu / Karagümrük Stadı) Şu an futbol sahası olarak kullanılıyor ama altında devasa bir Bizans sarnıcı var. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan en büyük yapılardan biri. Aspar Sarnıcı (Yavuz Selim / Sulukule civarı) Bugün park ve konut alanı olarak düzenlenmiş, geçmişi çok eskiye dayanıyor. Altında sarnıç kalıntıları hâlâ var. Çukurbostanlar Osmanlı döneminde Bizans’tan kalan dev sarnıçlar bostanlara dönüştürülmüştü. Bugün bile semt isimlerinde yaşıyor: Langa Bostanı, Altınmermer, Yavuz Selim Çukurbostanı gibi... Ziyaret İpuçları Ziyaret Saatleri: Genellikle sabah 09.00’dan akşam 17.00-18.00’e kadar. Giriş Ücretleri (2025 itibariyle): Yerebatan: Yaklaşık 450 TL (Müze Kart geçerli değil) Şerefiye: 250–300 TL civarında Binbirdirek: Daha düşük ücretli ve sakin En Yoğun Günler: Hafta sonları turist yoğunluğu fazla olabilir. Hafta içi sabah saatleri idealdir. Yanınıza Alın: Kaymaz ayakkabılar, düşük ışığa uygun kamera Neden Görülmeli? Tarihle birebir temas: İstanbul’un sadece üstünü değil, altını da yaşamak Mimari harikası: Sütunlar, taş işlemeleri ve suyun yansıttığı ışıklarla görsel şölen Sessizlik ve huzur: Şehrin karmaşasından uzak, derinlik hissi Efsaneler ve sırlar: Her sarnıcın kendi efsanesi, hikayesi var İstanbul’un en az görülen ama en çok merak uyandıran yönlerinden biri, yeraltındaki dünyasıdır. Sarnıçlar, sadece su depolama yapıları değil; tarihin, efsanelerin ve mühendisliğin birleştiği nefes kesici mekânlardır. Eğer klasik İstanbul turunun dışına çıkmak, şehre farklı bir açıdan bakmak istiyorsanız, bir sonraki adımınız kesinlikle bu sarnıçlardan biri olmalı.
16 gün önce
İstanbul ↝
PROWEB